30 Ağustos 2009 Pazar

komutanım bizi JÖH'e götürün

Öncelikle bu naçizane blog işin Ebru Ayaz hanım efendiye ve değerli çizimlerinden dolayı kızkardeşim Özde'ye teşekkür ederim.

Van'da askerlik bir başka arkadaşlar. Henüz 18 gün oldu ama tören yürüyüşünden gece eğitimine sınavdan yatak düzenine.............

Uzun Dönem komando'lar ile aynı katta kalıyoruz. yaşları 19 ila 22 arasında değişen çakı gibi gençler hergün yerlerde sürünüyor, her sabah tuvallet jilet ile oklu don ve bilumum benzeri insandan çıka insani olmayan atık temizliyor.

Eğitimlerimizi Jandarma Komando Özel Harekat Taburuna bağlı Kıdemli astsubay ve uzman çavuşlar veriyor. Anlayacağınız Komandolarla yatıp komandalarla kalkıyor onlar tarafından eğitilip onlarla yemek yiyoruz. Ama komando değiliz. Bize poşet tanımlamasının yanında çakma komando da deniyor tabur da.

Kaldığımız yerin en iyi tarafı yemekler. iyi besleniyor iyi sıçıyoruz. İlk günler kabız olan bir izmirli dışında herkes çatır çatır sıçıyor, herkesin boku aynı kokuyor. Van'ın güneşi terletmiyor ama direk yakıyor 2. günde herkes kapkara oldu. K.D askerlerin enseleri kulakları alınları ve suratları su toplamadan kavruluveriyor. Şehrin rakımı çok yüksek 1720 metre. Zaten Van'da yazın güneşten kışın kardan yanılırmış. Halkının bu kadar kara olmasına şaşmamak lazım.

Şimdilik bu kadar arkadaşlar, artık ne zaman yazarım bir daha belli değil. eğitim devam edecek. Dağıtıma 2 hafta daha var. 11 eylül gibi dağıtımın olacak %10 bu kışla da kalacağım. % 90 van'ın başkale, çaldıran, çatak, çaldıran gibi güzide ilçelerinden birindeki karakola doğru yola koyulacağım. (P.S: Van'ın bu güzide ilçelerini mehmet iyi bilir.)

Saygılar sevgiler
Jandarma Er Yek

P.P.S: yine bu blog aracılığı ile van, bitlis, şırnak, bingöl, ağrı, ardahan, hakkari diyarbakır gibi şehirlerde askerlik görevini yapan ya da yapmış arkadaşlara kucak dolusu selam söyleyip iskenderun, adana, kütahya, ankara, istanbul, muğla ve antalya gibi şehirlerde askerlik yapmış arkadaşlara da sizi şanslılar diyorum. esenlikle kalın.

28 Ağustos 2009 Cuma

işte geldim bur'dayım

aslanım n'aber? blogun az duygusal, bol güldüren, ama güldürürken düşündüren, düşündürürken kıllandıran yüzü olacagim..
akıllı olalım.. nasil gidiyor talimler??

ALLLAAHH!!!!

yemin günü geldi çattı

Hadi yine iyisin Yekta Efendi acemilik bitiyo, sevdiceğine kavuşuyosun yarın. Böyle acemilik mi olurmuş len! 17 gün! Bizim zamanımızda (yani daha geçen sene) acemilik 28 gündü, bizden bir sonraki devre (323. kısa dönemler) acemilik kısaldı. Şanslı köftehor seni, 11 gün erken kavuşuyorsun hatununa... Valla benim askerliğin en mutlu anıydı, yemin töreninde Özlem'i gördüğüm an, yalnız baştan belirteyim, bu iki gece üç buçuk gün ne kadar güzel geçerse, pazar akşamı birliğe teslim olmak o kadar zor gelecek, gözlerin dolabilir benden söylemesi.

Neyse yarın yemin sırasında gırtlağını yırtarcasına bağır da komutandan azar işitme, bak milletin eline pimi çekilmiş bomba falan veriyolar bu komutan takımına dikkat etmek lazım (gerçi sende bu boru gibi ses varken bu konuda sorun yaşayacağını zannetmem), tören adımlarını da şaşırayım deme sakın...

Bir de bu hafta sonunun kıymetini bil, gerçi 30 tane kıllı herifle aynı odada yatmıyor olmak bile sana yeryüzünde cenneti yaşatacak ama sen yine de her anın kıymetini bil çünkü dönüşte o lanet postallar yine seni bekliyor olacak. Ayağın bir daha ne zaman halı görür kim bilir?

Saçmalamaya başlamışken mektubumu sonlandırayım, gözlerinden öperim eskişehir'in en uzun boylu karaşın delikanlısı....

Er mektubu -görülmemiştir-

27 Ağustos 2009 Perşembe

en uzun asker bizim asker!!

yek oralar bi başkadır şimdi. kafa açar. sabah güneşi, içtima, 5 te uyanmalar falan gariptir ama ilkokul gibidir demisti atam zamanında. çocuklasırsın demisti. van'ın kahvaltısını etmeden dönme.
gün içindeyim. saçmalıyor da olsam olsun. buraya temiz don, poşetli dergi resmi koyucam yakında. tez tezkereler.

25 Ağustos 2009 Salı

o degil de buralara bakman gerek 05




http://verdoux.wordpress.com/portraits/



o degil de buralara bakman gerek 04




http://verdoux.wordpress.com/actor-portraits/


o degil de buralara bakman gerek 03

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

o degil de buralara bakman gerek 02



http://www.pieterhugo.com/


o degil de buralara bakman gerek 01



































http://arlenegottfried.com/gallery.htm

Denden

"Mesafeler yanılsamalardır.
  Baktığımız gökyüzü
  Birleştiriyor bizi.

  Benden sana bir haiku güzelim" 

  diye yazmıştın bi mesajında...  Ve belki de tam bu zamanlarda. 

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Hayırlı Tezkereler !

İlk mektubumu ilk akla gelen başlıkla yazmaya başlıyorum.
Havalar kötülemeden orada da ziyaret edebilirim umarım. Asker arkadaşların çok şanslılar bunun farkına varıp senden olabildiğince faydalanırlar umarım. Seninle görev yaptıkları dönemde zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaklar :) Becerebilirsem zamanında benim için yazdığın gibi bir hikaye yazmaya çalışacağım
sevgiler

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Doğum günüm bana geldiği gündür!

evet evet bu aralar fena halde arabeskim :)

21 Ağustos 2009 Cuma

yek'e ???


Kim bu küçükler ?

20 Ağustos 2009 Perşembe

asker ile diyalog - 1

-Seni seviyorum Yekta 
-Ne demek güzelim

:)))))) 

Seni Outlandin uzak diyarlarinda İllidanin yanina Artahas'ın ordusu olarak yolladilar. Uzunsun Nightelfsin silahin var ya warriorsun ya Hunter, çakın var Roque sun. Orclar, undeadler sarmis 4bir yanını :P. Outlandin en uzak yeri neresi. Van mı? Bilemedim.

Neyse raid biter, portal acilir bi bakmisin İstanbul. O zaman diim ben sana HAYIRLI RAIDLER :P

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Piyade Çavuş Ayşe..

Selam Yekta..
Sana Kıbrıs'tan asker arkadaşım Piyade Çavuş Ayşe'nin bir fotoğrafını gönderiyorum. Kendisi Erzincan Kemah'tan çok kadirşinas bi insandı. Ne anılarımız oldu, anlat anlat bitmez.. Asker ocağı böylesine güzel bi yer işte.. Zaman su gibi akar.. Eminim "Allaam hiç bitmese" diyosundur.. İyi eğlenceler diliyorum sana :)



Soldat soldat


yektacım bir süredir ebru ısrar ediyor ben de yazıcam diyorum ama malum ev telaşı falan sarktı iki gözüm. şimdi dakikası euro olan vaktimin balaban arasında aklıma düştün. bir yandan da kafa güzelliği benim kendi güzelliğim mi bilinmez habire "van'a da ancak senin gibi bahtsızlar gider" deyişin aklıma geliyor. bak bakalım bi sağına soluna canım ciğerim kim gelmiş kim gelmemiş :)

şimdi söyle bakalım sevdin mi doğunun Paris'ini? mustafa muğlalı kışlası mı orası? sana göre kamuflaj var mıymış? dil sınavı olacak mı?

ilaveten askerken biraz zor olur ama bitirdikten sonra yalım erez mahallesine gidebilecek şekilde tanıdıklar edinmeye bak yine de, meşhur kaburga dedikleri çok yağlı beklentini büyük tutma, başkale'den uzak dur. baktın gidicisin Çaldıran'ı gözüne kestir. gerçi bana sırf "uzun çavuş'a söyleriz halleder kehü keh" ve "uzun aşağı uzun yukarı" demek için seni orada tutarlar gibime geliyor.

kolay gelsin.

asker nedir?




asker,

460 gün uzunluğunda
15 ay genişliğinde
62 hafta çapında
düdükle kalkan
düdükle yatan
traşla süslenen
kurufasulye ve pilavla beslenen
10 barfiks, 10 şınav, 50 mekik gücünde
Subayın geri tepmesiyle
Uzmanın ileri itmesiyle
tek tek ve seri dayak yiyebilen
bot ile kep arasında kalmış
palaska ile sıkıştırılmış
sevdiği hayelleri elinden alınmış
birgün biter diye kandırılmış
Allahın en aciz kuludur ...

arz ederim...

18 Ağustos 2009 Salı

yek'e


nihayettt!!!

Nihayet blog'a yazı yazmayı başardım :)

Yekta, gitmeden önce görüşemedik maalesef ama durumları biliyorsun...

Umarım bu 20 hafta çabuk geçer, çabuk dönersin ve çabuk çocuk yaparsınız çünkü Ebru çocuk yapmak için çok sabırsızlanıyor :)))

öptüm,

Hande

aylak adam

sen orada eminim acayip aylak adam hikayeleri biriktirirsin.
yaz onları yaz. bir gün patlatacaksın ortalığı eminim...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

senin, orada askerlik üzerine kurgulanmış bir kitabı yazmaya başladığını düşünüyorum. derin bir felsefesi olan, bazı cümlelerini bi tek senin anladığın.

çok hikayen olacak. hepsi de Yekçe dilinde anlatılacak/konuşulacak.
merakla bekliyoruz.

soydaşlara selam olsun.


asker beklemede son nokta

neden neden gün sayıyorum ki!!!
hafta saymak daha mantıklı. 
sabahtan beri sayıyorum. tek tek ya da toplama cıkarma islemi ile... 
22 hafta... yarın 1 hafta doluyor... kaldı mı 21 hafta... 
22'de 1'i bitti askerliğinin. 
evet evet saçmalıyorum... 
hehehe..... hühühühü... cok özledim beeeeee! bana biri komutanı baglasın!!!

16 Ağustos 2009 Pazar

alo yekta?

ben halka açık mektuplarda pek iyi diilim yekta'cım. daha ziyade teketek mektuplarda güçlü olduğum söylenebilir. yazarken arada kalem değiştiririm(2B, HB gibi) olaya renk katar, kelime oyunları yaparım...akrostiş, cümleler arası cinaslı uyak.... ama halk tipi mektuplar zor bana, elim ayağıma dolaşıyor biri bakınca. o yüzden şimdilik olduğu kadar... en iyi dilekler falan... zaten yakında konuşuruz, öpüyorum.

14 Ağustos 2009 Cuma

3. gün

özledim. aglamadim. anımsadım. traş bıçaklarını almayı unuttugunu farkettim. yemin töreni icin bilet baktım. evi toplamadım. haklı çıktın. 

13 Ağustos 2009 Perşembe

Daha yeşil bir dünya

İlk gün; “sudan çıkmış balık günü” askerlik takviminde. Bir süre anlamlandırmaya çalışmakla geçecek. Sonraki bir süre de sittir etmekle.

Her yerde, her komutanla farklı yaşanır bu askerlik. Evlilik gibi. Herkesin askerliği kendine yani.

Bazı nesnel durumlar da yok değil. Ne olursa olsun postal ayağı vurur, güneş kavurur, soğuk yara yapar.

Herkesin ilk dersi de “yatak nasıl toplanır” dır.

Bu sabah itibariyle bunu öğrenmişsindir zaten.

Yeşile dikkat! Sinsi renktir, zamanla tüm hayatını kaplar…

Faturaları, sabah-öğlen- akşam ne yiyeceğini düşünmemek güzel bir şey bu arada…

bildiğin tek şey hiçbir şey bilmediğindir

Lan yekta kulağına bana ver iyi dinle. 
Askerlikteki en birinci kural budur. 
Ne kadar az şey bilirsen o kadar az sorumluluğun olur. 
Yani bilgisayar bilme, word bilme, sakın exel bilme... 
Hiç olmadı F klavye bilme.
İngilizce bilme, satranç bilme, resim bilme... 
Hatta yedirebilirsen okuma yazma bile bilme. 
Torpille aldım dersin diplomayı. 
Jandarma marşını iyi ezberle. 
6 ay boyunca söyleyeceksin ne de olsa. 
Söylerken rengi ahengi tam olsun. 
Ne kadar bağırarak söylersen komutan o kadar sever. 
Tüm askerliği sadece bu 2 cümle kullanarak bitirebilirsin:
"Emret komutanım", "Emredersin komutanım"
Askere gitmemiş olanlar varsın bu ikisi arasında ne fark var desinler
Lakin sen bu farkı yaşayarak öğreneceksin. 
Su gibi git su gibi gel.
Aferin lan sana.

Klimalı odadan içtima alanına...

Degaje bölgesinde küçük bir muska görüntüsü her askerde ilk 15 günde oluşur. 50 faktörlü günes kremi de alsan birlik içinde krem etkisini göstermez. Kulak üstleri şapkadan çıkarsa onlarda ayrıca patlak mısır gibi patlar. Ama dert değil. Body arkadaşında da aynısı vardır. Elde kalmış ve en eski teknoloji ile üretilen ayakkabıları askere sattıkları için ayaklarda da her türlü dış etken görülür. Türkiye karması bir daha göremeyeceğin insanları görürsün. Askeri birlik tam bir Türkiye özeti sunar. Bunlar şimdi ilk aklıma gelenler.

Buradan Ebruya bozuk para biriktirmesini tavsiye edebilirim. İlk görüşmede götürdüğün bozuk paralar (özellikle demir para)
Asker için bulunmaz hint keneviri etkisi yapar.

Başlamak yolun yarısı derler! Umarım iyi bir komutana düşersin!

Herşey vatan için!

pişik kremi mühim!

pişik kremini yanına almayı unutmadın inşallah. pişik kremi önemli.. bir de güneş yanıklarından ensenin Grörland haritası gibi olmasını önlemek için yüksek faktörlü bir güneş kremi lazım...

içtima

bi ümit az önce aradim seni. 
"ictimadalar" dedi asker. "sen niye degilsin peki?" diye soramadim. peki dedim. önce onun kapatmasini bekledim. 
ictima gök biliminde kavusmak demekmis. 
gök bilimi saçmalıyor. 

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Asker oldun, benden kurtuldun mu sandın?

Ehehehe... Sana farklı bir kanaldan sesleniyorum. Evet bu blog senin. Her satırı senin için. 

Yine yazarım, hep dusunurum.

Öperim.